24 Haziran 2014 Salı

TASARRUF YAPMAK MEZİYET OLDU!

TASARRUF YAPMAK MEZİYET OLDU!

bireysel emeklilik ile gelecek kabusunuz olmasın
Herkesin aklının bir köşesinde tasarruf yapmakla ilgili düşünceleri vardır elbet . Ama bir türlü uygun zaman gelmez nedense! Hep bir bahane ile ertelenir durur. takii bıçak kemiğe dayanana kadar o zamanda yapacak bir şey kalmaz tabi. Hemen koşulur bankaya kredi ile halledilmeye çalışılır mesele aslında geçici bir çözümdür ama o an için en iyi çözüm de budur. Sonrasında ömrünüzün 3 yada 5 senesini borç ödeyerek geçirirsin. Para biriktirme hayali de kalır başka baharlara.

EMEKLİLERİN %89'U PİŞMAN

Geçende bir gazete küpüründe okumuştum. Emeklilerin %89'u gençliğinde birikim yapmadığı için pişmanmış. Ama bakıyorum da bu pişman olan kuşak yeni yetişen kuşağa tasarrufla ilgili öğütte vermiyor hani. Merak ettim ve sordum tanıdığım yaşlı bir amcama "Ah oğlum bizi dinleyen mi var artık, onlar eskide kalmış. Şimdi bir telaş koşuşturma içinde insanlar, birbirine selam vermeyen bir nesilden beni dinlemesini nasıl bekleyeyim" dedi. Tek kelime ile harika bir çözümlemeydi. Kimse kimseyi dinlemiyorsa ve artık ilişkilerde çıkar ön plandaysa ve arkadaşlar arasında bile birbirlerine aldıkları yeni ürünleri göstererek çatlatmak tavan yapmışsa işimiz bayağı zor demektir. Ama umutsuz da olmamak lazım.

ÜRETEN KAZANIYOR, TÜKETEN MUTLU OLUYOR

Artık dünyada iki tip insan var biri üreten diğeri tüketen, üretenin amacı her yıl bir önceki yıldan daha fazla mal satmak yani sizin cebinizdeki son kuruşa kadar harcatmak ve bu uğurda ne yapması gerekiyorsa fazlası ile yapıyor. Hatta bunun en iyi yolunu bulmak için para harcamaktan da asla kaçınmıyor. ve siz paranızı kendi rızanız ile veriyorsunuz. Çünkü sonunda bir ürün alıyorsunuz. İhtiyacınız olsa da olmasa da. Nereden çıkardın bu fikri demeden önce bir düşünün cebinizde kaç tane kredi kartınız var ve kredi kartlarına ne kadar borcunuz var. Eğer kredi kartınız olmasaydı mecbur kalmayacak mıydınız ayağınızı yorganınıza göre uzatmaya,

KREDİ KARTINIZ OLMASAYDI?

Kredi kartınız olmasaydı her sene elektronik eşyalarınızı yenilemezdiniz. Telefonunuzu devamlı değiştirmek zorunda kalmazdınız. Kendi modanızı kendiniz yaratırdınız değil mi? Kredi kartları çıkınca elden taksit yapan mağazalar, bakkal amcalar yavaş yavaş ortadan kayboldu. Neden marketlerden alışveriş yapmak çok daha zevkliydi. Çünkü bakkal amcaya göre çok daha ucuzdu ve çok fazla çeşit vardı. ama tek bir farkla onlar malı size vadeli vermiyordu ya nakit alacaktınız ya da kredi kartınızdan çektirecektiniz. Bu bakkal amcalar deftere yazıyordu geciktirseniz bile sizden faiz istemiyordu. O zamanlarda faiz diye bir anlayışta yoktu zaten,

ASIL SIKINTI BİZDE

Bankaya kredi kartı borcunuzu bir ay ödemezseniz başınıza gelecek bellidir. Bu konuda dilim yandığından değil elbet, eğer bin TL maaş alan bir birey korkmadan 1500 tl'lik telefonu cebine koyabiliyorsa sıkıntı bankada değil bizdedir. Onlar bizi mecbur bırakmadı. Biz onların bu oyununa isteyerek dahil olduk  Televizyonda, yolda, her an her dakika kafamızın içine sokulmaya çalışılan reklam kampanyaları, sms'ler ile istemesekte etkileniyor ve bir gün yine isteyerek kendimiz dahil oluyoruz bu oyuna. Sizce alışveriş merkezlerinin amacı size iyi vakit çekirmek mi aslında evet ama paranızla yoksa da kartınızla hanginiz bir alışveriş merkezinden içeri giripte ben para harcamadan çıktım diyebilir. Bence zor ama ben varım diyenin de bileğinden öperim valla.

BABAYİĞİTLER DE YOK DEĞİL

Tabii sistem sizin isteğinizle cebinizdeki son kuruşu harcatmak üzerine kurulduğu için bu oyundan ben çıkarım diyen babayiğitler de var tabi ki geçende televizyonda haberlere çıkacak kadar da önemli bir haberdi. 7 yılda tam 29 bin lira bozuk parayı biriktiren babayiğit'ten bahsediyorum. ayda ortalama 350 lirayı hiç kendini zorlamadan kenara koyma başarısı herkesi etkilemiştir. benim gibi gıpta ile bakanlarınız da olmuştur tabi ki, Bu adam yüzyıllardır var olan sisteme kafa tutan biri ve tutmaya da devam edecek gibi görünüyor. Umarım bir kaç kişiye de ilham kaynağı olur.

BİR ÜLKENİN GÜCÜ TASARRUFLARI İLE ÖLÇÜLÜR.

Bu ülkenin daha güçlü olması yapılan uzun vadeli tasarruflara bağlıdır. Neden mi? Devlet tarafından yapılan yatırımlar finanse edilecek aşamaya geldiği zaman devlet ya da özel sektör olsun öncelikle gerekli parayı iç kaynaklardan bulmaya çalışır. Eğer kaynak yeterli değilse aşan kısmını başka bir ülkeden faizi ile geri ödemek koşuluyla borç alır. Bu durumda ülkenin kalkınması için yapılan bu yatırımın getirisi belli bir süre borç alınan ülkenin vatandaşının yemesi için ödenir. Sizce borç veren bu devlet bu parayı nereden buluyor? sorunun cevabı tasarruflardır. Kendi ülkesinin uzun vadeli tasarruf yapan bireylerinin parasını bize borç vererek bu paradan kazandığı faiz getirisini yine kendi ülkesinin refahı için kullanıyor. Biz bu kaynağı tamamen kendi iç tasarruflarımızdan sağlamış olsaydık para ülke sınırları içinde kalacağından başka yatırımların yapılması için daha fazla kaynak yaratılmış olacaktı. Bizim tasarruf yapmayı bilen bir nesile ve bu kuşağı yetiştirecek bilinçli ebeveynlere ihtiyacımız var. Bir atasözü vardır bilirsiniz belki "ELDEN GELEN ÖĞÜN OLMAZ, ODA VAKTİNDE BULUNMAZ" bu ülkenin gelişmesi ve kalkınması yapılacak tasarruflarla birebir alakalıdır. Ne kadar yeni nesil için öcü gibi görünse de aslında geleceğini, yapacağın tasarruflar şekillendirecektir.